Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen imza ve tanıtım etkinliğinde davetliler kitabı satın almak için sıraya girdiler. Davetliler sırayla fikir ve düşüncelerini söyleyerek gazeteci, yazar Işık Taban’a böyle güzel bir kitap kazandırdığı için teşekkür ettiler. Dördüncü kitabını gururla yayınlayan gazeteci, yazar Işık Taban bir konuşma yaparak yaşadığımız kent ile ilgili görüşlerini paylaştı.
Işık Taban konuşmasında “Bir kentin hafızası olmalıdır. Uluslar arası organizasyonlarda değerli yöneticilerimiz bizi temsilen gidiyorlar. Dönüşlerinde demeçler veriyorlar. İşte onlarca kasa mandalina dağıttık. Marka olduk gibi tuhaf açıklamalar duyuyorum. Çok üzülüyorum. Bizim marka olacak çok daha güzel değerlerimiz, kültürümüz ve geçmişimiz ile kimliğimiz var. Antik dönemlere kadar gitmeğe bile gerek yok. Bundan 70-80 ve 90 yıl öncesine kadar o kadar çok birikmiş kültürel mirasımız var ki; tabi mimari dokuyla birleştirip kent kültürünü, kent kimliğini ortaya çıkarıp yaşatabilsek. İşte en büyük servet bu olmakta. Elimizin altındaki servetten farkında bile değiliz. Israrla ve inatla bunu söylemeye çalışıyorum. Ben tekrarlamaya çalıştıkça; siyasi platformda üzülerek söylemek istiyorum ki; çok hırsı var şeklinde benim için nitelendirmeler yapılıyor. Ben bu hırsı devam ettireceğim dostlar kusura bakmayın” dedi…
“EVLERE VE SOKAKLARINA ÇOK FARKLI BAKACAKSINIZ”
“Ben bu şehrin yeşil alanlarına, paresellerine, imar durumuna ve değişikliklerine, ihalelerine talip değilim. Ben bu şehrin kimliğinin yaşatılmasına talibim. Israrla, inatla her türlü engele rağmen ben bu inadımdan vazgeçmeyeceğim. Bu kalem elimde olduğu müddetçe hiçbir unvana ihtiyacım yok. Yazacağım, paylaşacağım ve eleştirdikleri gibi çözüm önerilerimi sizlerle paylaşacağım. Buna kimse engel olamayacak.” diyen gazetemiz yazarı Taban, “Bu şehir çok zengin bir şehir. Her bakımdan zengin bir şehir. Sadece parasal imkanları olarak değil kültürel birikimiyle, dostluklarıyla ve sevgileriyle zengin bir şehiriz. Farkında bile değiliz. Küçük hesaplar ve kavgalarla o kadar çok birbirimize düştük ki; unuttuk birbirimizi, hatırlamak zorundayız işte o yüzden bunları yazıyorum. Mendos Dağı’ndan doğan ve Aksazlar’dan batan güneşi bile söylemek bu şehir için yeterlidir” dedi.
“Bu kitabı okuduktan sonra Kayaköy’e gittiğinizde artık o boynu bükük ve yıkık evlere ve sokaklarına çok farklı bakacaksınız.” Diyen Taban, “Mübadelenin acısını sadece onlar çekmedi ama biz mübadeleden önce çok güzel bir hayat yaşadık bu topraklarda. Bu topraklarda yaşanan sevgiyi yaşatmak zorundayız ve bu sevgi edebi olarak kalacaktır. Bu şehirde eskiden olduğu gibi özel bir şehir olarak kalacaktır” dedi.
