Yerli ve yabancı turistler kadar Fethiyelilerden de ilgi gören tarihi Paspatur Çarşısı, yüzyıllardır kente hayat vermiş. Yüzyıllardan beri gelen hareket, şehrin “Kalbinin attığı yer” yada “Şehirde hayat var” sözleriyle nitelendirilmiş.
Şu anda eski binalarında turistik işletmelerin bulunduğu Paspatur Çarşısında, Fethiye’nin tarihi yapısı korunabilmiş en eski yapılar ile tarihi dokuya uygun olarak yeniden inşa edilmiş ya da restore edilmiş binalarını görmek mümkün. Paspaturda yer alan ve 1791 yılında inşa edilen eski Camii Fethiye’nin ayakta kalan en eski yapılarındandır. 1891 yılında yapılıp o günden bu yana hizmet veren Osmanlı Hamamı da Paspatur Çarşısında görülmeye değer yerlerdendir.
Fethiye’de; kara ulaşımının olmaması yüzyıllardır deniz ticaretini önemli bir hale getirmiş. Paspatur, iskeleye yakın konumuyla her dönem Fethiyeli tüccarların en önemli mülkleri haline gelmiş. 1900’lü yılların başında yerleşim ve ticarethanelerin olduğu Paspatur Çarşısında, Rumların mübadelede nedeniyle şehirden ayrılmalarının ardından evler boşaltılmış. Daha sonra da bazı yapılar palamut, tütün ve susam gibi ürünlerin deposu haline getirilmiş. Köylerde üretilen tütün, susam, buğday ile toplanan palamut gibi ürünler tüccarlara satılır, tüccarlarda bu ürünleri Paspatur’da bulunan depolarda biriktirirlermiş. Belirli zamanlarda gelen gemilerle de Mısır gibi ülkeler ile İzmir, İstanbul gibi şehirlerde bulunan fabrikalara satarlarmış. Paspatur Çarşısı depolarla birlikte, bir dönem şehrin küçük sanayisi sayılan marangoz, demirci ve tamirci gibi işletmelere de ev sahipliği yapmış.
Paspatur suyunun kaynadığı şimdiki ördekli havuzun yanında kahve bulunuyormuş. Şehrin eşrafının uğradığı kahve her dönem hayli rağbet görüyormuş.
Paspatur adı ile ilgili çeşitli rivayetler bulunuyor. Kimilerine göre adını kaynak suyundan alıyor. Arkeolog Pınar Döğerli Kafaoğlu, Paspatur kelimesinin Fransızca kökenli olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğuna ulaşmış. Bölgede 1800’lü yıllardan beri krom madeni işleten Fransızların Fethiye ile ilişkilerinin olması nedeniyle, Paspatur’un kelime anlamının Fransızca Pas (geçmek/adım)- Pature(turlamak)’den türemesinin mümkün olduğu belirtiliyor.
Şu anda ördekli havuzun olduğu alanda kaynayan suya Paspatur suyu deniyor. Ördekli havuzun olduğu alandan kaynayan su üstü açık kanallarla denize ulaştırılıyormuş. Bu küçük su kanalları evlerin önünden geçiyormuş. Bir çok aile de kullandığı suyu bu kanallara dökerek denize ulaşmasını sağlıyormuş.
Sağlık açısından içilmesi uygun olmadığı belirtilen Paspatur Suyu için söylenen; “Paspatur suyundan içenler ya Fethiye’de kalırlarmış ya da dönüp dolaşıp mutlaka yine Fethiye’ye gelirlermiş” sözü gerçeği yansıtmasa da, Fethiye’ye yerleşip gitmeyen kişilere Paspatur suyu içmiş demelerinin sebebinin de bu inanışa dayanıyor.
1980’li yılların ilk döneminde turistlere yönelik olarak açılan halı, kilim, hediyelik eşya, bar ve restoran gibi işletmeler, 1990’lı yılların ortalarına kadar altın çağını yaşamış. Ölüdeniz’den Göcek’e kadar bölgeye gelen tüm yerli ve yabancı tatilciler alış veriş için mutlaka Paspatur Çarşısına uğrarmış. İşlerin iyi gitmesinin ardından işyeri sayısı da artmış. 1990’lı yılların ortalarından sonra Çalış, Hisarönü ve Belceğiz kendi çarşısını oluşturmaya başlayınca Paspatur çarşısı eski günlerine hasret kalmış.
Paspatur Çarşısı, şimdilerde ülkemizin turizmde düşüş yaşamasına rağmen günümüzde de eski evleri, tarihi binaları, renkli eğlence merkezleri, restoranları, barları, alış veriş dükkanlarıyla ışıltılı günlerini sürdürüyor.
Her türlü turistik eşyanın hediyeliğin satıldığı Paspatur Çarşısı, özellikle akşam saatlerinde barları restoranları ve kafeleriyle cıvıl cıvıl olan rengarenk bir çarşı konumunda.
Rumlar Gidince Evler Depoya Dönüştü
Paspatur Bölgesi’nin antik dönemlerine bakacak olursak; Telmessos Tiyatrosu’na yakınlığı ve liman girişinde bulunması nedeniyle çağlar boyu önemini koruduğunu söyleyebiliriz.
1920 ve öncesi yerel halkın ve Rumların sevgi ile yaşam sürdükleri Paspatur’da, Rumların gidişinden sonra yapılar boşaltılmış, kimi yapılar tütün, pamuk, kereste, susam, palamut depoları olarak kullanılmış, kereste ve marangozların işyeri olmuştur.
1980’li yıllarda Fethiye’de turizmin başlamasıyla bu bölge eski çarşı “OLD BAZAAR” olarak kimlik değiştirmiş ve halı, kilim, deri giysi ve hediyelik turistik eşya, restoranlarla, canlı müzik yapan barlar, kafelerle yine en ilginç bölge konumunu devam ettirmiştir.